Images

Ya(zş)amamak

Kahrolası kahramanı nereye yerleştireceğini bilemiyordu bir türlü. Aslında hiç de yeri yoktu, bu kadar ilerlemişken nasıl sokacaktı romana onu. İşin kötüsü bir kitabın sayfasından değil, yanlış girilen bir sokağa açılan diğer karanlık bir sokaktan küt diye çıkmıştı karşısına. Aslında takmazdı kafasına ya söylenmeyecek kelimeyi söylemiş dalına basmıştı bir kere. "Korkma"

Belki de bütün suç o son altı dakikada ki seçtiği kelime deydi. "Arzu" Ya da Zümrüd-ü Anka ya saplanıp, kalemle kağıda dokunarak çıkarttığı alevler sıçramıştı sağ omzuna. Bilmem kaçıncı paragrafta adını unuttuğu çiçeğin sokağından bir türlü çıkartamayınca onu kağıdı buruşturup diğerlerinin yanına fırlattı.
Hangi satıra koysa olmuyor, bir türlü kelimelere uymuyordu, kırmızı deri koltuğa sereserpe uzattığında çok ucuz duruyordu. Son kağıdı da top yapıp diğerlerinin arasına gönderdikten sonra kalemi fırlatıp bilgisayarın başına geçti. Belki de yazmakla hata yapıyordu, resimleri taramaya başladı. Çok sesli orkestranın içinden bulup çıkarttığında radyo da o şarkı başlamıştı şaka gibi. "Ben gamlı hazan sense taze bahar" Dinlese vazgeçecek miydi? Hıh al sana ya(zş)amak diye söylendi. Resmi çıkarıp üzerini çizdiğinde en uç köşedeki üç harf ona pis pis sırıtıyordu. "art"


Nurten Yurt

0 yorum :