Images

SEN NE İSTERSEN O SUN (5)

Alex arabanın içindeydi kavruluyordu, boşlukta uçtuğunu, savrulduğunu hissetti. Sesi çıkmıyordu, bebeğin ağlama seslerini duyuyordu, onu göremiyordu. Karanlıktı direksiyonda kimse yoktu, kum taneciklerini hissetti, ağzı burnu her yeri kum dolmuştu. Çığlık atarak yardım istedi, sesini duyamadı ağlama sesinden başka ses yoktu.
Dehşet içinde uyandığında, yatağında olduğunu, başucundaki lambanın ışığını algılaması için birkaç dakika geçmesi gerekti. Soluklarının düzene girmesini bekledi, suyunu yudumladı, ilaçlarını atmıştı onlara ihtiyacı yoktu. İki yıl boyunca sürmüştü kabusları, terapiler, ilaçlar üstesinden geldiğini sanıyordu. Altı aydır rahattı, neden bu gece diye inledi. Oyun evet kum taneciklerinin başka açıklaması olamazdı. Birkaç gün sonra üç yıl olacaktı. Kazadan sonra kendine gelmesi, kızını kaybettiğini öğrenmesi altı ay sürmüştü. İki yıl boyunca kocasına duyduğu düşmanlık, kabuslar onu tamamen değiştirmiş başka biri olmuştu. Evliliğini bitirmiş kendini tamamen işine vermişti. Bir yıl önce bir daha çocuk doğuramayacağını öğrenmesinden sonra iyice çıldırmıştı. Zamanla onu da kabullenmişti, Maria'nın sesini duymak her şeyi yeniden başlatmıştı, titrediğini ter içinde olduğunu fark edince sabahlığına uzanıp yataktan çıktı.
Mutfak masasında papatya çayını yudumlarken hala titrediğini fark etti. Saat dörttü, kendi başına halledebilirdi, John'u aramayacaktı. Salaş'ı özlediğini, yanında olsaydı sarılsaydı, sakinleşeceğini hatırladı. Artık o da yoktu, yaşlı köpeğini altı ay önce uğurlamıştı. Onun sıcaklığını anımsamak bile iyi gelmişti. Soluklarını dinledi, nefesi düzene girmişti, titremiyordu artık. Kahrolası oyun diye düşündü, bu kez kazanmıştı, zevk almıştı, uzun süredir ilk defa hissetmişti yaşamı. Evet hisleri geri geldiği için kabuslarda geri geldi herhalde diye inledi. Kazadan sonra yaşama devam ederken duyguları yok olmuştu, hiç bir şey hissetmiyordu. Tek düze bir yaşamı vardı, sadece iş, Moda evi. yoğun iş hayatın da delice riskler almış, üstesinden gelmişti. Son bir yılda mütevazi butik isim yapmış, büyümüş marka olmuştu. Brian olmasaydı başaramazdı, her aldığı riskten sonraki ağlama nöbetlerini, öfke krizlerini ustaca göğüslemiş, hep yanında olmuştu. Görünüşünün ardındaki Brianı düşününce gülümsedi, sırtını dayayıp güvendiği tek kişi o olmuştu. Onun yaşadıklarıyla birlikte o da değişmişti, ürkek, naif, genç delikanlı gitmiş, sorumluluk alan gerektiğinde piyasanın kurtlarıyla rahatça başa çıkabilen moda uzmanı olmuştu.                                                                                            Şanzelize'de moda evi sahibi olmak, hayallerini iki ay önce gerçekleştirmişlerdi. Çılgın bir tempoda çalışmak, nefes almadan kumaşlara, foto modellere, defilelere boğulmaktı. Nasıl hissedebilirdi kendini ki o sadece elbise, aksesuar, kumaş, renklerle boğuşuyordu aylardır. Böylesi daha iyiydi belkide onu bu rutinden çıkaran tek şey maillerde rastladığı oyun olmuştu. Oyunu bırakmayı düşündü, sözleşmenin canı cehenneme alt tarafı bir oyundu, evet bir daha oynamayacaktı. Defilenin işlerinden başını kaşıyacak vakti yoktu nasıl olsa.

Arkası yarın

 


0 yorum :