Images

En iyi 100 giriş cümlesi


“Bir kitabın okuyucuyu ilk cümleden itibaren etkilemesi gibisi yoktur. Okuyucunun okuduğu ilk cümle, kitabın giriş cümlesi, o kitabın satmasını, kapanış cümlesi ise yazarın daha fazla okuyucu kazanmasını sağlar derler,” diyen sitenin “En iyi 100 giriş cümlesi” listesi aşağıda. Cümlelerin Türkçe çevirilerini okurlarımızın katkısıyla yerleştirmeye devam ediyoruz.
1.
J.D. Salinger Çavdar Tarlasında Çocuklar
"Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner." (Coşkun Yerli'nin çevirisiyle)
2.
Leo Tolstoy Anna Karenina
"Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır." (Ergin Altay'ın çevirisiyle)
3.
Jane Austen Aşk ve Gurur
"Dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir, hali vakti yerinde olan her bekar erkeğin mutlaka bir eşe ihtiyacı vardır." (Hamdi Koç'un çevirisiyle)
4.
Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi." (Meram Arvas'ın çevirisiyle)
5.
Virginia Woolf Bayan Dalloway
"Mrs. Dalloway çiçekleri kendi alacaktı." (Tomris Uyar'ın çevirisiyle)
6.
Anne Tyler Back When We Were Grownups (Yetişkin Olduğumuz Zamanlar)
7.
F.Scott- Fitzgerald Muhteşem Gatsby
"Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. 'Ne zaman' demişti, 'birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!''" (Can Yücel'in çevirisiyle)
8.
Sylvia Plath Sırça Fanus
"Rosenberleri elektrikli sandalyede idam ettikleri yaz; garip, boğucu bir yazdı ve ben New York'ta ne aradığımı bilmiyordum." (Handan Saraç'ın çevirisiyle)

Images

Dünyanın Sonu


 Tuhaf bir rüyaydı. Yağmurlu bir pazar, Mayısta mayısa benzemiyordu. İçinde ilerlemeye çalıştığım şehir, benim şehrimin soluk bir kopyası gibiydi. İnsansılar doluşmuştu. Yapılar değişmiş, son masum tepe, tepelik ten çıkmış. Kırk altı yıl önce diktikleri kulenin yanında zamanla tüneyen direkler yetmemiş, birde cami kondurmuşlardı. Teleferik tellerindeki kabinlerde insanlar sallanıyordu. Betonların arasından sızan yeşil  şeritler rüzgarda sallanmıyordu.

 Teneke kutular her zamanki gibi yollarda aşil’in kaplumbağaları misali. Şehrin her yeri bayraklarla donatılmış. Dıngır, mıngır müzikler. Üç harfliler iş başında, çarpılmaktan yamulmuş insansılar her tarafta. Sandıktan Schrödinger'in kedisi çıkacak Haziranda.


   Neredeyim anlayamadım. Bir kurbağa çıktı karşıma vrak’ta vrak diyerek. Pörtlemiş gözleri, yeşil kahve benekleri, uzun sivri diliyle etraftaki sinekleri yuttu. Nutkum tutuldu, nasılda görememişim. Görmek şöyle dursun nasılda öpmüşüm. Süpürgemi kaldırdım indirdim kafasına. Bir çırpıda bindim üstüne süzüldüm gökyüzüne. Şehrin teneke kutuları, kuleleri ve direkleri, legodan yapılmış gökdelenleri geride kaldı. Gri ve dolu gökyüzünde şimşekler çaktı, bulutlar bardaktan boşandı. Mayısın yağmurlarında şapkam ve süpürgem ıslandı. Gökkuşağının altından süzüldüm. Renkler fışkırdı dünyaya orada kalakaldım.

Nurten Yurt